İŞ SUİSTİMAL REHBERİ
Giriş:
Suistimal inceleme uzmanlarının uluslararası meslek örgütü
olan ACFE’nin dünya genelinde iki yılda bir düzenli olarak yaptığı
araştırmalara dayanan ve en son 2014 yılında sonuçları yayınlanan Uluslara
Rapor’da, iş suistimallerinin mağdur işveren kuruluşlarında verdikleri zararın
boyutunun işletme yıllık gelirlerinin % 5’ine ulaştığı belirtilmektedir.
Ülkemizde aile işletmelerinin ekonomide büyük ağırlıkta olduğu bir gerçektir.
Bu nedenle, işletme sahiplerinin (ve üst düzey yöneticilerin) akraba ve yakınları
tarafından işlenen suistimal suçları tespit edildiklerinde ‘bir şekilde’
sonuçlandırılıp büyük oranda kamuoyundan gizlendiği için Türkiye’de iş
suistimalinden doğan zararın işletme bütçesini -ACFE raporunda öngörülenden
orandan- daha da fazla etkilediği aşikardır. Ülkemizde ve dünya genelinde
buzdağının altında olup henüz ortaya çıkmamış suistimallerin de faturası da
cabası!
Hazırladığımız rehberin içeriğinde, işletme kaynaklarını
adeta bir fare gibi kemiren iş suistimallerinin temel analizi ve potansiyel
riskin işletmeye vereceği zararların minimize edilmesine yönelik ‘Suistimal
Riskinin Proaktif Yönetimi’ model önerimizde yer almaktadır. Bu kapsamda, iş
suistimallerinin önlenmesi ve tespitine yönelik son gelişmeleri de rehberimiz
içerisinde bulabileceksiniz.
Bilindiği üzere, günümüz iktisadi işletmelerinin gelişim ve
büyüme politikalarında temel alınan stratejik planlamanın esası ‘rakipleri
nezdinde işletme lehine rekabet avantajı’ yaratmaktır. Biz de bu çalışmamızda
yer verdiğimiz analiz ve önerilerle, iş suistimalinden kaynaklanacak potansiyel
zararların ‘riskin proaktif yönetimiyle’ işletme açısından bir ‘rekabet
avantajına’ dönüşmesine katkıda bulunmayı hedeflemekteyiz.
Proaktif Yönetim modelinin uygulanması ile yaratılacak
rekabet avantajı kapsamında, işletmede potansiyel suistimal zararları minimize
edilerek rakiplerine karşı (suistimallerin ortalama zararları işletme
gelirlerinin % 5’ini bulduğu dikkate alınırsa) öncelikle bir maliyet avantajı
elde edilecektir. Bunun kadar önemli olan bir diğer katkı ise, modelin
uygulanması ile ulaşılacak etkili bir şirket kültür düzeyiyle yakalanacak
sürdürülebilirliği olan etkin, ekonomik ve güvenilir yönetişim sistemi de
çalışan performansını dolayısıyla verimliliği arttıracaktır. Bütün bunların
sonucunda işletme rekabet avantajı sağlamış olacaktır. Ayrıca, paydaşlar
nezdinde itibar düzeyini istikrarlı olarak arttırma imkanına kavuşacaktır.
Sonuç olarak, kitapçığımızın temel hedefi işletmede suistimalle mücadele
çerçevesinde yaratılacak ‘zincirleme değerin’ esin kaynaklarından birisi
olmaktır.
Dinamo’nun, ‘değer yaratan bir yönetim fonksiyonu olarak
kontrol’ konsepti kapsamında ilk yayınladığı 50 Soruda Risk Bazlı İç Denetim
rehberinden sonra serinin ikinci kitapçığı İş Suistimali Önleme ve Tespit
Rehberi’ni danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiğimiz çok sayıda KOBİ’den holding
kuruluşu, bankalardan leasing şirketleri, ulusal işletmelerden küresel işletme
çalışanları ve konuya ilgi duyan herkesle paylaşmaktan mutluluk duyarız.
Notlar:
1- İş Suistimali Önleme ve Tespit Rehberi Dinamo
Danışmanlık&Eğitim’den Danışman Bülent Hasanefendioğlu tarafından
hazırlanmıştır ( 4 Aralık 2015).
2- Çalışmada ACFE Uluslara Raporu’ndan geniş ölçüde
yararlandık. Bunun dışında, üyesi olduğum meslek kuruluşları USİUD
(Uluslararası Suistimal İncelemeleri Derneği) ve TİDE (Türkiye İç Denetim
Enstitüsü)’ye de web siteleri üzerinden bilgi arşivleri ve ayrıca
düzenledikleri etkinliklerle
aydınlanmamızı sağladıkları için
teşekkür ederim. Bu vesile ile, denetim ve
suistimal soruşturması konularında en üst mesleki yetkinliğe ulaşmamı
sağlayan ve bu rehberin hazırlanmasına temel olan bilgilerle beni donatan tüm
üstadlarıma da saygılarımı sunarım.
Yönetici Özeti
İş Suistimali Rehberimizde, suistimal ve ilgili kavramların
tanımlarına göz atacağız, rehberimizin kapsamını iş suistimalleri ile
sınırlandıracağız, iş suistimali kavramını açıklayacağız, iş suistimalinin
nedenlerinin analizinde en geçerli kuram olan Suistimal Üçgeni kuramını
örneklerle gözden geçireceğiz, mağdur ve faili detaylı olarak analiz edeceğiz,
iş suistimali gerçekleşmeden görülen ipuçlarını inceleyeceğiz, iş suistimal
yöntemlerine ve ilişkili araştırma verilerine göz atacağız, suistimalin
tespiti, soruşturulması ve sonuçlandırılmasına yönelik bilgiler vereceğiz,
değerlendirmeler yapacağız ve bütün bunların ışığında suistimalin riskinin
yönetimine yönelik proaktif yönetim modelimizi ana hatlarıyla sunacağız ve son
olarak da suistimalle mücadelede proaktif yönetim modeline kaldıraç etkisi
yaratacak 3’lü Savunma Hattı yöntemini gözden
geçireceğiz..
Yönetici özetini aşağıdaki üç bölüm halinde dikkatlerinize
sunmaktayız:
A) Araştırmalarda Tespit Edilen Bazı Temel Bulgular:
Dünyada suistimal yaşanmayan bir ülke yoktur,
Suistimal kültüre bağlı bir olay değildir, her kültürel ortamda
vardır,
İşletme içerisinde ne kadar önlem alınırsa alınsın
suistimal riskini sıfırlamak imkansızdır,
Suistimal Üçgeni kuramı, suistimalin önlenmesi ve
tespitinde önemli araçlar sunmaktadır,
Faillerin büyük çoğunluğu ilk defa suç işlemişlerdir,
Suistimal süreci ne kadar uzun sürerse ve fail sayısı ne
kadar artarsa uğranılan zarar da artmaktadır,
Yöneticiler büyük çoğunlukla suistimal riskinin
farkındalar fakat kendi işletmelerinde suistimal riski görenlerin oranı çok
düşüktür,
Suistimal olayı yaşamış işletme yöneticilerinin suistimal
öncesi ilk iki sırada uyguladıklarını saydıkları önlemler, iş suistimallerini önleme etkileri en düşük iki
önlemdir,
Suistimalin tespitinde ve önlenmesinde en önemli üç silah:
ihbar hattı, yönetim kontrolleri ve iç denetim faaliyetidir,
Suistimalle mücadelede hem potansiyel failleri
caydırıcılık hem de işyerinde suistimalin önlenmesi ve tespiti yönlerinden farkındalık eğitimleri büyük önem
arzetmektedir,
Her on suistimal vakasından dokuzunda iki ortak davranışsal
ipucu (gelirin üzerinde yaşam tarzı, tedarikçi ve müşterilerle aşırı samimiyet)
görülmüştür.
B) Değerlendirmelerimiz:
Suistimalin iki tarafı vardır: 1. Mağdur 2. Fail. Bu
nedenle, suistimalle mücadelenin tek hedefi suçu işleyen yani faildir. Hedefi
etkisiz hale getirmek için, mağdur olmamak için ‘suistimal olayları çok yaygın
fakat bizde olmaz’ düşüncesinden vazgeçip proaktif politika ve uygulamalar
içeren bir mücadele modeline geçilmesi gerekmektedir. Gerçi, ne kadar etkin bir
yönetim sergilenirse sergilensin, karşı önlemler alınırsa alınsın, farkındalık
eğitimleri verilirse verilsin, bir işletmede suistimal riskini tamamen ortadan
kaldırmak imkansızdır. Çünkü, failin üzerindeki baskılar ile psikolojik
meşrulaştırmalar devam ettikçe ve fail işletmedeki ufacık da alsa açık
fırsatları buldukça vazgeçmeyecektir. Faillerin büyük çoğunluğunun ilk defa
böyle bir eyleme katıldıklarını da unutmayalım. Bu nedenle, işletme üst
yönetimi suistimal riskinin proaktif yönetime elverişli kontrol ortamını oluşturarak
potansiyel failleri caydırabilir ve ilk
suistimallerinin önüne geçebilir.
C) Önerilerimiz:
Bir işletme üst yönetimi, işletme amaçlarına ulaşmak için
gerçekleştireceği faaliyetlerin karşı karşıya kalabileceği her potansiyel risk
gibi suistimal riskini de, belirlemeli, değerlendirmeli, tanımlamalı ve aksiyon
almalıdır. Bu sürecin genel yönetimi proaktif olmalıdır.
Suistimal üçgeni teorisi varsayımları temelinde
özetlediğimiz önerilerimizin temel amacı ise, hem insanidir hem de işletmelerin
yararı içindir: yani yeni suçluların ortaya çıkmasını önlemek. Bu çerçevede,
işletmeler suistimal üçgeni kuramı temelinde önlemler alarak;
potansiyel fail üzerinde oluşabilecek baskıların mümkün
olanlarını baskı unsuru olmaktan çıkarmalı,
faile suçu meşrulaştırma gerekçeleri vermemeli,
failin yakalanma tehdidini en üst düzeyde hissetmesini
sağlayacak tedbirleri uygulayarak oluşabilecek fırsat algısını minimize
etmelidir.
İşletme Üst Yönetimi, ana yönetim sorumluluğunu üstlendiği
kurumda, iş suistimallerinin caydırılması, önlenmesi ve tespit edilmesine
yönelik proaktif yönetim iradesiyle hareket etmelidir. Sadece konuya ilişkin
yüksek farkındalık yetmemekte, aksiyonların alınıp titizlikle uygulanması
sağlanmalıdır. Kontrol ortamı ve kontrol süreçleri kavramlarına dayanacak
uygulamalar şirket üst yönetiminin en büyük yardımcısı olacaktır.
Sıfır toleransa dayanan suistimalle mücadele politikaları ve
uygulamalarını kapsayan ‘öğrenen’ şirket kültürü, kurumda tüm çalışanlarca
içselleştirilmiş olmalıdır. Bu kültürde işleyen bir yönetişim sistemine sahip
işletmede, zaten muhtemel riskler konusunda işletme çalışanlarında farkındalık
yaratma aktiviteleri sistematik olarak sürdürülmekte, muhasebe kayıt düzeninin
eksiksiz olmasına özen gösterilmekte, kontrol süreçleri yürürlükte ve
güncellenmekte, işletme faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında tüm değer ihtiva
eden unsurların güvenliğinde en üst
düzeyde dikkat edilmekte, insan kaynakları uygulamalarında ve yönetimin kontrol
işlevinin yerine getirilmesinde -gerekirse uzman desteğiyle- çağdaş model ve
teknikler uygulanmaktadır.
I. KONUYA İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR
Suistimal riskine ilişkin kavramların Türk Dil Kurumu
Sözlüğü’ndeki karşılıklarını aktararak konumuza başlayalım:
Suistimal: Görev, yetki vb. kötüye kullanma...
Hile: Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen,
dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika...
Dolandırıcılık: Dolandırıcının yaptığı iş; dolandırıcı
ise, 'birini aldatarak mal veya parasını alan kimse, ayyar, tokatçı' olarak
tanımlanmaktadır.
İstismar: Birinin iyi niyetini kötüye kullanma, sömürme...
Sahtekarlık: Sahte işler yapma, düzmecilik, sahtecilik...
Suç: Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış; yasalara
aykırı davranış, cürüm...
Mağdur: Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın...
Fail: Eden, yapan, işleyen; hukuki sonuç doğuracak bir suç
işleyen kimse...
Soruşturma: Bir
sorunu açıklığa kavuşturmak amacıyla bir idari veya adli makamın yönettiği,
ilgililerden ve tanıklardan bilgi toplama, konuyu inceleme işi, tahkik,
tahkikat...
Kanıt: Bir şeyin
doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman;
anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil...
Suistimalin mesleki literatürdeki tanımlarına gelirsek;
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA)’ne göre
suistimal (Fraud), ‘Hile, sahtekârlık, emniyeti kötüye kullanma ile
nitelendirilebilecek hukuk dışı fiillerdir. Bu fiiller, sadece şiddet tehdidi
veya fiziksel güç kullanımının gerçekleştirilmesine bağlı değildir. Suistimaller
para, mal veya hizmet sağlamak, hizmet kaybından veya ödeme yapmaktan kaçınmak
veya şahsıyla veya işle ilgili bir avantaj elde etmek amaçlarıyla çeşitli
taraflar ve kurumlar tarafından gerçekleştirilebilir.’
Uluslararası Muhasebeciler Birliği (ACCA)’nin, ISA
(Uluslararası Denetim Standartları) 240’a dayanarak verdiği suistimal tanımı
ise, ‘Yönetişim, çalışanlar veya paydaşlardan sorumlu olarak görev yapan bir
veya birden fazla yöneticinin ilgilileri kötü niyetle aldatarak işletmenin
menfaatlerine aykırı olarak haksız ve yasadışı bir menfaat sağlamasıdır.’
Diğer yandan suistimal eylemiyle ilişkili ikincil kavramları
da aşağıda açıklamaya çalıştık:
İç suistimal (iş suistimali, çalışan suistimali, mesleki
suistimal): Yukarıda da tanımını verdiğimiz
üzere çalışanın işverenini dolandırmak üzere gerçekleştirdiği suistimaller...
Dış suistimal: İşletme dışından ve dolandırıcılığı meslek
haline getiren suçlular tarafından gerçekleştirilen suistimallerdir, işletme
içerisinde çalışanlardan da işbirlikçileri olabilir.
İş Suistimal Ağacı: İş suistimali ve istismarlarının
sınıflandırma sistemidir.
Yolsuzluk: Çalıştığı işletmedeki görevini, yetkisini
kötüye kullanarak maddi menfaat elde etmedir.
Varlıkların Kötüye Kullanımı: Bir görevi, yetkiyi kötü kullanarak,
çalıştığı işletmedeki nakit mevcuttan, alacaklardan ve ayrıca, ödemelerde
suistimal yaparak, stoklar, duran varlıklar, haklar vb. varlıklarda hırsızlık
yaparak zimmete para geçirme eylemidir.
Finansal Tablo Suistimali: Bir görevi, yetkiyi kötüye
kullanarak, çalıştığı işletmenin varlıklarını, gelirlerini yüksek veya düşük
gösterme eylemiyle sahtekarlık yapmaktır.
Son olarak, ortak özellikleri eylemin işverenin aleyhine
sonuçlanması olan iş suistimali ile hatayı birbirinden ayıran en temel
farklılıklar ise: suistimalin kişisel menfaat elde etmek kastıyla, planlı ve
özellikle gizlililik içerisinde yapılan bir eylem olmasıdır.
Bu rehberde, USİUD’un da tercih ettiği gibi ‘hile’ yerine
‘suistimal’ sözcüğünü kullanmayı tercih ediyoruz. Rehberin kapsamını ise, iş
suistimali ile sınırlı tutmaktayız.
II. Suistimal Üçgeni Kuramı
Suistimal Üçgeni kuramı, suistimali gerçekleştiren faillerin
eylem kararlarının temelinde rol aldığını varsaydığı ve süreçte birbirleriyle
etkileşim içerisinde olan üç kavram (baskılar, fırsat ve meşrulaştırma) üzerine
kuruludur. Bir suistimal suçunun temelinde, failin (faillerin) değişik nedenlerle
etkisinde kaldığı ve eyleme geçmek için güçlü bir dürtü olarak algıladığı
baskılardan dolayı, çalışılan işletmeden görev ve yetkilerini kötüye kullanarak
haksız menfaat sağlamaya karar vermesi, suistimali -yalnız veya başka kişilerle
ortaklaşa- uygun fırsatı tespit ederek gerçekleştirmesi ve işlediği suçla
ilgili vicdanını rahatlatmak için mazeretler üreterek suçu meşrulaştırması
olmak üzere üç kavramın etkisini vurgular.
i. Baskılar (Motivasyon, Güdü, Dürtü) (Pressures or
Motivation):
Fail, suistimali gerçekleştirmek için bir ihtiyaca (örneğin
finansal ihtiyaç) dayanan içsel ve/veya dışsal baskılar altında kalır.
Sonrasında bu güçlü baskının etkisiyle eylemde bulunma amacıyla güdülenir.
İşlenecek suçun motivasyon temelini teşkil eden ve failin
algıladığı, etkisi altında kaldığı baskıları, kişisel ve çevresel olarak
ayırabiliriz:
Kişisel baskılar, çalıştığı işletmeye gelmeden önceki
yaşantısına ait sorunlar (borçlar, ciddi ihtilaflar), kötü alışkanlıklar
(kumar, uyuşturucu, alkolizm, aşırı eğlence hayatı), gelirinin çok üzerinde
yaşama arzusu veya fiilen yaşama, kişisel yüksek ihtiraslar, açgözlülük vb.
diye çoğaltılabilir.
Çevresel baskılar ise, iş, aile ve yakın arkadaş çevresi,
sosyal çevre, içinde yaşanan sosyal/ekonomik/ kültürel ortamdaki davranış ve
alışkanlıklardan kaynaklanan baskılardır. Örneğin, failin veya çok yakınındaki
birisinin acil ve büyük miktarda paraya (örneğin kumar borcu ödemesinde yaşanan
tehdit, acil ağır sağlık sorunu yaşama vb.) ihtiyaç göstermesi ve paranın
temininde çaresiz kalması, işyerindeki geleceği için amirinin baskısına boyun
eğme, çalıştığı işletmede aleyhine ve kasıtlı yaşadığını düşündüğü sorunlar
(ücret, terfi, performans değerleme, dışlanma, hakaretler, küçük düşme) vb.
diye sayabiliriz.
Görüldüğü üzere, baskıların ve güdülenmenin temelinde bir
ihtiyaç yatmaktadır. Bu ihtiyacın giderilmesi yönünde içsel ve/veya dışsal
baskılarla bir çözüm yolu bulunulur: çalıştığı işletmeyi dolandırmak!
ii. Fırsat (Opportunity):
Güdüleyici baskıların etkisiyle fail suistimal eylemini
gerçekleştirmeye karar verir ve eylem fırsatı için çalıştığı işyerindeki mevcut
kontrol ortamı ve kontrol süreçleri zaafiyetlerini belirler. Suç işleme güdüsü
altında olmadan ve suistimal kararı almadan önce de, işletmede failin dikkatini
çeken kontrol boşlukları vardır. Bunları detaylı gözden geçirir ve yeni
açıkları da tespit etmeye çalışır.
Sonrasında, suistimalin gerçekleştirilmesi anı bakımından işletmenin
genel rutin çalışma ortamındaki kontrol süreçlerinde oluşacak açık gözlenir ve
elde edilen uygun bir anda eylem yapılır..
İşletmelerde suistimal için en uygun fırsatın, potansiyel
failin görev yaptığı atmosferde bir ‘yakalanma tehdidi hissetmemesi’ algısı
olduğu belirlenmiştir. Yani, yukarıda da belirttiğimiz üzere, fail zaten
işletmedeki bazı kontrol açıklarının farkındadır. Bu açığın büyüklüğü, failin
suçu işleme yönündeki motivasyonuna itici etki yapar ve yakalanmayacağı
konusunda kendini daha fazla rahat hissetmesinin sağlar.
Suistimale açık bir atmosferi yaratan ise, işletme üst
yönetiminin işyerinde etkin ve güvenilir bir ‘kontrol ortamı’ kuramayıp etkili
‘kontrol süreçlerini’ uygulayamamasıdır. Bir işletmede, kontrol ortamı
zaafiyeti şirket kültürü, üst yönetimce belirlenen politikaların uygulamaları,
organizasyonel yapı, iş süreçleri, iş prosedürleri, raporlamalar, güvenlik
önlemleri ve kontrol mekanizmalarındaki eksik ve boşluklardan oluşur. Mevcut
elverişli ortama ilaveten, failin zaten ‘deneyimli bir suçlu’ olması, işletme
yönetim ve çalışan sirkülasyonunun yüksek olması, tedarikçilere ve destek
hizmetleri verenlere yönelik kontrol önlemlerinde zaafiyetler, işletmenin
önemli yönetsel sorunlar yaşaması, ortaklar veya üst yöneticiler arasında
şiddetli geçimsizlik, işletmenin ağır finansal zorluklar içinde olması, failin
yıllar itibariyle işletmede ulaştığı yüksek güven düzeyi, failin işbirliği
içerisinde olduğu ve güven duyduğu başka failler olması diğer fırsatlar olarak
sayılabilir. Fail(ler) tarafından tüm bu kontrol zaafiyetleri fırsat
penceresinden analiz edilir ve hangi açık üzerinden hangi anda eylemin
gerçekleştirileceğinin kararı verilir. Eylemin bir kereye mahsus olmaması yani
tekrarlanması halinde, işletmedeki kontrol süreçlerine yönelik analizler
sürekli yapılır.
iii. Meşrulaştırma (Rasyonelleştirme, Haklı Gösterme)
(Rationalization):
Önceki paragraflarda, suistimal faili kişisel veya çevresel
etkili baskılarla eylemde bulunma yönünde güdülenir, karar verir ve eylem için
fırsat imkanlarını tespit eder ve gerçekleştirmek için uygun anı bekler diye
belirtmiştik. Fail, ayrıca eylemi gerçekleştirmeden önce vicdanını rahatlacak
gerekçe(ler) yaratır. Yani, işleyeceği suça içsel dünyasını ikna edecek
kendince haklı neden(ler) bulur.
Böylece, işleyeceği suçu vicdanında meşrulaştırmış olur. Meşrulaştırmaya
örnekler verecek olursak, gerçekleştireceği eylemle işletmeden sadece borç para
aldığı, aldığı borcu ilk fırsatta geri ödeyeceği, eline geçecek parayla
ailesini mutlu edeceği (daha lüks bir yaşam, çocuklarını en iyi özel okullarda
okutma vb.), zaten işyerinde büyük haksızlıklara uğradığı (hakettiğinden daha
düşük ücret verildiği algısı, terfilerde, performans primlerinde, maaş
artışlarında vb.), amirleri ile iş arkadaşları tarafından sürekli dışlandığı ve
aşağılandığı algısının yolaçtığı öç alma duygusu, bir şahıstan (örneğin şirket
sahibinden) değil de, muhatap olarak daha ‘soyut’ konumdaki çalıştığı
işyerinden acil ve çok ihtiyacı olan bir miktar
parayı aldığı, ‘koskoca şirkete birşey olmaz’ düşüncesi, kendisinin
aslında istemediği fakat işletmedeki amirinin baskısıyla birlikte suistimal
eylemini gerçekleştirmek zorunda kaldığı, eylemde etrafındaki insanların
(ailesi, yakın arkadaşları, iş arkadaşları) teşviki ve/veya birlikte yer
almaları ile suçta sorumluluk algısının azalması ve Baskılar bölümünde
belirttiğimiz diğer hususlardır.
III. Mağdur Kimdir?
Mağdur, çalışanı tarafından iyi niyeti istismar edilerek
suistimale maruz kalmış ve eylemin sonuçlarından zarar görmüş taraftır. Yani,
dolandırılan işletmedir. Suistimalin önlenmesi ve tespitine yönelik konulara
girmeden mağduru çok iyi tanımalıyız ki, nerelerde hata yapılıyor, ne açıklar
veriliyor, işverenin eksik yaptığı veya hiç yapmadığı uygulamalar nelerdir
sorularının yanıtlarını daha net ve açık görelim. Çünkü, potansiyel mağdur
işletmenin suistimal riskini proaktif yönetme kapasitesi uğranılan suistimal
sayısını ve zararı doğrudan etkilemektedir.
Uluslararası Suistimal Uzmanları Birliği (ACFE)’nin 2014
yılı suistimal raporuna göre,
ortaya çıkan iş suistimallerinde tipik bir işletme,
gelirlerinin % 5’ini kaybetmekte,
olay başına yaşanan medyan zarar 145.000 $ olarak
gerçekleşmekte, araştırmaya dahil edilen vakaların % 22’sinde ise en az 1
milyon $ kayba uğranılmakta,
mağdur işletme tarafından hiçbir şekilde tazmin edilemeyen
zarar oranı ise, toplam suistimallerin tutarının % 58’i düzeyinde olup,
suistimalin ortaya çıkmasında ise, vaka başına medyan süre
18 ay olmuştur.
Bu ana veriler, iş suistimalinin mağdur yönünden ne kadar
olumsuz bir durum olduğu, işletme karlılığına doğrudan etkide bulunduğu ve
önlemler alınmaması halinde işletme kültüründe erozyona yol açacağı gerçeğini
açık ve net olarak gözler önüne sermektedir.
Aynı araştırmada, hedefteki mağdur işletme bakımından
sonuçları aşağıda dikkatlerinize sunulan bir dizi veriye göre, iş
suistimallerinin çalışan sayısına bakılmaksızın tüm işletmelerin riski olduğu
fakat en çok KOBİ’lerin suistimal riskiyle karşı karşıya olduğu, çalışan sayısı
100’den az ve fakat 10.000’den fazla olan işletmelerde medyan zararın daha
yüksek olduğu, mağdur tipi ayırmaksızın yaşanılan iş suistimal türlerinde ilk
sırayı yolsuzluk suistimallerinin aldığı, en çok özel sektör işletmelerinin iş
suistimalı yaşadığı ve alt sektörel dağılımda ilk sırada finans sektörünün yer
aldığı görülmektedir:
İş suistimallerinin gerçekleştiği işletme büyüklüğü ve
uğranılan suistimal zarar verileri,
çalışanı 100 kişiden az olan her yüz işletmenin 29’unda
suistimal gerçekleşmekte ve olay başına yaşanan medyan zarar 154.000 $ olup,
daha büyük işletmelerde suistimalin tespit oranı ve yol
açtığı medyan zarar, 100-999 kişi çalışan aralığına sahip işletmelerde
sırasıyla % 24 ve 128.000 $, 1000-9999 kişi çalışan aralığına sahip
işletmelerde % 28 ve 100.000 $ ve son olarak 10000 üstü çalışana sahip işletmelerde
% 19 ve 160.000 $ düzeylerinde olarak yer almıştır.
İşletme büyüklüğüne göre en fazla rastlanan alt suistimal
türlerinde,
100 kişiden fazla çalışanı olan işletmelerde en çok
yaşanan beş alt suistimal türü, sırasıyla yolsuzluk (% 40), nakdi olmayan
suistimaller (% 23), fatura suistimali (% 20), harcama suistimali (% 13) ve
nakit mevcudu çalma suistimali (% 13)’dir.
100 kişiden az çalışanı olan işletmelerde baktığımızda ise
ilk beş, yolsuzluk (% 33), fatura suistimali (% 29), çek tahrifatı (% 22),
nakdi olmayan (% 18) ve aşırma, harcama, bordro suistimalleri (% 17)’nden
oluşmaktadır. (Aynı olayda birden fazla suistimal türü yaşanabildiği için
yüzdesel toplam % 100’ün üzerindedir).
Sektörel bazda en fazla mağduriyete ise, % 40 oranı ile özel
sektör kuruluşları uğramışlar; ardından
% 29 ile kamu, % 15 ile devlet kuruluşları ve % 11 ile kar amacı
gütmeyen vakıflar, birlikler gelmektedir. Özel sektörde uğranılan medyan zarar
160.000 $ iken, kamuda 200.000 $, devlette 90.000 $ ve kar amacı gütmeyen
kuruluşlarda 108.000 $ olarak gerçekleşmiştir.
Mağdur işletmelerin alt sektörel dağılımında; ilk sırayı
finans sektörü (%18), sonra sırasıyla kamu/devlet (% 10), üretim (% 9), sağlık
(% 7), eğitim (% 6) , perakende (% 6), sigorta (% 5) yer almaktadır. Medyan
zararda ise, işlem sayısı bakımından
listede çok gerilerde kalan maden sektörü ortalama 900.000 $ ile birinci
sıradadır. Madenciliği ise, Gayrimenkul sektörü 555.000 $, Petrol/Gaz 450.000
$, Toptan Ticaret 375.000 $, Teknoloji 250.000 $, Üretim, İnşaat, Tarım
sektörleri yaklaşık 245.000 $ ve Lojistik/Kargo ile Finans Sektörü 200.000 $
ortalama zarar ile takip etmektedir.
KPMG’nin GFK Türkiye’ye yaptırıp yayınladığı ve ülkemizdeki
işletmelerde görev yapan üst düzey yöneticilerin suistimal farkındalığı ve
önlemleri konularında yaşadıkları çelişkileri net biçimde gösteren önemli bir
araştırma sonucuna göre;
Türkiye’de farklı sektörlerde görev yapan ve araştırmaya
katkıda bulunan üst düzey yöneticilerin,
yüzde 93’ü, suistimalin Türkiye için önemli bir sorun
olduğunu,
yüzde 57’si önümüzdeki iki yıl içinde suistimal riskinin
artacağını,
yüzde 81’i çalışma yaşamlarında en az bir suistimal vakası
ile karşılaştıklarını,
yüzde 23’ü ondan fazla suistimal vakası yaşadıklarını
belirtmelerine karşın;
katılımcı yöneticilerin,
yüzde 92’si, suistimalin kendi şirketleri için büyük bir
sorun olmadığını,
yüzde 30’u, şirketlerinde herhangi bir suistimal riski
olmadığını ve önümüzdeki üç yıl içinde de olmayacağını,
yüzde 66’sı, şirketlerindeki iç kontrol mekanizmasının,
suistimali önlemek için yeterli olduğunu düşünmektedirler.
Yoruma bile ihtiyaç göstermeyen anket sonuçlarının ışığı
altında, en azından yukarıdaki katılımcıların üst yönetiminde görev aldıkları
işletmelerin bir kısmının ‘iş suistimali mağduru’ olma riskleri çok uzak bir
olasılık değil diye düşünebiliriz!
IV. Fail Kimdir?
Fail, kişisel menfaat elde etme kastıyla mağdura zarar
vererek suistimal suçunu gizlice işleyendir. Yani çalıştığı işyerini
dolandırandır. Fail(ler), ya sadece çalıştıkları işletme içinde tek başına veya
mesai arkadaşı faillerle ya da konumuz dışı olan dışarıdan suçlularla işbirliği
yaparak (örneğin siber saldırılarda içeriden şifre kırarak, müşteri bilgilerini
suç ortaklarına ileterek) suistimal eylemini gerçekleştirirler.
Suistimal eylemlerinin önlenmesinde ve tespit edilmesinde,
suistimal üçgeni (baskılar, meşrulaştırma ve fırsat) analizlerinin sonuç verici
olması bakımından, potansiyel mağdura ilişkin elde edilecek bilgilere ek olarak
potansiyel fail profilinin analizi de çok önemlidir. Bu konuda en objektif
olarak baz alınabilecek veriler, suistimallere yönelik dünyanın dört bir
yanında yapılan araştırmaların ulaştıkları sonuçlardır.
Potansiyel faili, kişisel özellikleri, çevresel etkenler ve
çalıştığı işletmedeki konumuyla daha yakından tanıyabiliriz.
Kişisel özellikler denilince, cinsiyet, yaş, eğitim
düzeyi, adli sicil geçmişi, ahlaki yapı,
iş deneyimleri, kişilik yapısı ve psikolojik durumu akla gelmektedir.
Failin davranış yapısını oluşturan bileşenleri biraz daha geniş ele alacak
olursak: suça eğilimli olma, kötü alışkanlıklar (aşırı gece yaşamı, uyuşturucu,
kumar, alkolizm), lüks yaşam ihtirası, ailevi sorunlar, daha önce suça karışmış
olma, kolayca etki altında kalabilen kişilik, gelişime kapalı, katı, öfkeli ve
kindar kişilik, sosyal dışlanma, cehalet, düşük ahlak seviyesi ve önceki
dönemlerden gelen borç yapma alışkanlıkları dikkati çekmektedir.
Çevresel etkenler, içinde yaşadığı
sosyal/ekonomik/kültürel ortam, iş, aile ve yakın arkadaş çevresinden
kaynaklanan suça itici etkilerdir..
Çalıştığı işletmedeki konumunda ise, iş ortamı,
işletmedeki görev ve yetki düzeyi, çalıştığı işletmedeki görev süresi, alt-üst
ilişkileri, çalışma tarzını belirtebiliriz.
ACFE’nin 2014 yılında yayınladığı İş Suistimali raporunda
failin profilini daha da netleştirecek bazı analiz sonuçlarına yer verilmiştir.
Buna göre, erkeklerin kadınlardan daha çok suistimal yaptığı, faillerin
şirketteki ortalama görev sürelerinin beş yılın altında olduğu, şirkette görev
ve yetki düzeyi arttıkça suistimal tespit süresinin uzadığı, suistimale katılan
sayısı, eğitim düzeyi, görev süresi ve yetki düzeyi arttıkça suistimal zarar tutarlarının
da artış gösterdiği, faillerin büyük çoğunluğunun işe alımda ve sonrasında adli
sicil ve iş geçmişi/referanslarının araştırılmadığı hususları bizlere
potansiyel faili tanıma analizlerinde ipuçları vermektedir.
Yukarıda belirtilen sonuçların rakamsal detaylarına bir göz
atarsak;
Fail sayısı ve yetki düzeylerine göre oluşan zararlar;
vaka bazında fail bir kişi ise 80.000 $, failler iki kişi
ise 200.000 $, üç kişi ise 355.000 $ ve dört kişi ve fazlası ise en az 500.000
$ mağdur işletmede medyan zarar düzeylerinde,
en çok suistimal gerçekleştirenler % 42 ile çalışanlar
iken, vaka başına verdikleri medyan zarar 75.000 $, orta/alt düzey yetkililerde
bu oranlar sırasıyla % 36 ve 130.000 $, ortaklar/üst yöneticiler (objektif bir
değerlendirme için sayısal olarak az oldukları gözönüne alınmalı) faillerin %
19’unu oluşturmalarına rağmen kurumlarına verdikleri suistimal başına medyan
zarar 500.000 $’ın üzerindedir.
Faillerin işletmede görev aldıkları birimler bakımından
sıralamalarında ise; faillerin en çok muhasebe biriminde görev yapanlar
arasından çıktığı, sonrasında operasyon ve satış birimleri geldiği ve bunları
da üst yönetimin takip ettiği fakat verdikleri medyan zararın büyüklüğünde ilk iki sırayı üst yönetim ve yönetim kurulu
aldığı, finans, depo ve satınalma birimlerinin takip ettiği göze çarpmaktadır.
Fail profilinin ana unsurlarından olan suistimal öncesi
sergilenen davranışsal ipuçlarına ise, altıncı bölümde yer vereceğiz. Öncesinde
ise, faillerin suçu ‘nasıl’ işlediklerini göreceğiz.
V. İş Suistimali Nasıl Yapılmaktadır?
İş suistimal sürecinin başlamasının, ihtiyaçlardan
kaynaklanan baskıların yarattığı itici bir güdünün etkisi altındaki fail(ler)
tarafından suçun vicdanen meşrulaştırılıp gerçekleştirmek için uygun fırsatın
yakalanması aşamalarından oluştuğunu belirtmiştik. Bu bölümde ise, faillerin
hangi tekniklerini kullanarak suistimali gizli, planlı ve organize bir eyleme
dönüştürdüklerini inceleyeceğiz. Yani, ‘ne’ ile başlayan ‘nerede, kim’ ile
devam eden sorularımızda sıra ‘nasıl’ sorusunun yanıtlanmasına geldi.
İş suistimalinin ‘nasıl’ yapıldığını anlamak için yapılan
araştırmalar sonucunda bugüne kadar tespit edilen iş suistimali türlerini
sınıflandıran İş Suistimal Ağacından yararlanacağız.
ACFE 2014 raporunda, İş Suistimal Ağacında üç ana tür iş
suistimaline yer verilmektedir:
A. YOLSUZLUK
B. VARLIKLARIN KÖTÜYE KULLANILMASI
C. FİNANSAL TABLO SUİSTİMALLERİ
Rapora göre, yukarıda belirtilen iş suistimalleri teknikleri
faillerce bazen tek başına bazen de aynı anda birlikte kullanılmaktadır:
Varlıkların Kötüye Kullanılması % 85 ile iş
suistimallerinde açık ara birinci sıradadır. İkinci ise, % 37 ile Yolsuzluk ve
son sırada ise % 9 ile Finansal Tablo Suistimali yer almaktadır. Buna karşın,
mağdurun uğradığı medyan zararlarda Finansal Tablo Suistimali 1 milyon $,
Yolsuzluk 200.000 $ ve Varlıkların Kötüye Kullanılması 130.000 $ olarak ters
yönde sıralanmaktadır.
Tek başına gerçekleştirilen suistimal türlerinde,
Varlıkların Kötüye Kullanılması türü (% 57.7) ile ilk sırada, Yolsuzluk (% 9.8)
ile ikinci sırada ve Finansal Tablo Suistimali ise, (% 1.8) ile üçüncü sırada
yer almaktadır.
Bir olayda aynı anda üç suistimal türünün birlikte
kullanılması % 3.9 oranındadır.
Aynı olayda iki suistimal türünün birlikte kullanılmasında
ise, Yolsuzluk ile Varlıkların Kötüye Kullanılması birarada % 23.3 ile ilk
sıradadır. İkinci sırada, Finansal Tablo Suistimalleri ile Varlıkların Kötüye
Kullanılması % 2.7 ile gelmekte ve son olarak Finansal Tablo Suistimali ile
Yolsuzluk birlikte % 0.8 gerçekleşme oranlarıyla sıralanmaktadır.
Şimdi üç ana iş suistimali türünün alt unsurlarını görelim:
A. YOLSUZLUK TÜRLERİ:
i. Çıkar Çatışması (Satınalma ve Satış Suistimalleri)
ii. Rüşvet (Fatura Komisyonu, İhaleye Fesat Karıştırma)
iii. Yasadışı Bağış (örneğin pahalı hediyeler)
iv. Ekonomik Zorlama
B. VARLIKLARIN KÖTÜYE KULLANILMASI TÜRLERİ:
i. Nakdi Suistimaller:
a) Nakit Varlığa Yönelik Suistimaller (a. Nakit Mevcudunun
Çalınması, b. Nakit Alacakların Çalınması, c. Ödeme Suistimalleri)
b) Nakit Alacakların Çalınması {Aşırma: Satışlar
(Kaydetmeme, Eksik Gösterme),
Alacaklar
(Gider Yazma, Alacak Kaydırma, Aleni Çalma), Geri Ödemeler ve Diğer}
c) Ödeme
Suistimalleri {a) Fatura Suistimalleri (Hayali Şirketler, İşle Alakasız
Tedarikçiler, Şahsi Alımlar), b) Bordro Suistimalleri (Hayali
Çalışanlar, Değiştirilmiş
Ücretler,
Komisyon Suistimalleri), c) Harcama Suistimalleri (Kişisel Harcamalar,
Harcamaları Yüksek Gösterme, Hayali Harcamalar, Mükerrer Talepler), d)
Çek
Tahrifatları (Sahte Keşideci, Sahte Ciro, Değiştirilmiş Alıcı, Keşide
Yetkisini Kötüye
Kullanma), e) Yazarkasa Ödemeleri (Geçersiz
İşlemler, Hatalı Geri Ödene}
ii. Stoklar ve Diğer Varlıklara Yönelik Suistimaller:
a) Kötüye Kullanma
b) Hırsızlık (Sipariş ve Transferler, Sahte Satış ve
Nakliye, Satınalma ve Teslim, Açık Hırsızlık)
C. FİNANSAL TABLO SUİSTİMALLERİ TÜRLERİ:
İki tür Finansal Tablo Suistimali bulunmaktadır:
i. Varlıkları/Gelirleri Yüksek Gösterme
(Tarihlerde Oynama, Hayali Gelirler, Gizlenmiş
Borçlar/Harcamalar, Hatalı Aktif Değerlemeleri, Hatalı Açıklamalar)
ii. Varlıkları/Gelirleri Düşük Gösterme
(Tarihlerde Oynama, Gelirlerin Düşük Gösterilmesi, Borç ve
Harcamaları Fazla Gösterme, Hatalı Aktif Değerlemeleri)
ACFE’nin 2014 Suistimal Raporu’nda yukarıda belirtilen
suistimal türlerinin görev yeri, fail sayısı ve sektörel gerçekleşme
açılarından değerlendirme sonuçları da verilmektedir.
Buna göre;
Görev yerine göre gerçekleşmeler (en sık görülenden en aza
doğru),
Fatura Suistimali (Üst yönetim, Muhasebe, Finans,
Satınalma, Operasyon)
Nakit Hırsızlığı (Muhasebe, Müşteri Hizmetleri, Finans,
Operasyon, Üst Yönetim)
Nakit Mevcudu Çalma (Müşteri Hizmetleri, Muhasebe,
Operasyon, Finans, Satış)
Çek Tahrifatı (Muhasebe, Finans, Üst Yönetim)
Yolsuzluk (Satınalma, Üst Yönetim, Operasyon, Finans,
Satış, Müşteri Hizmetleri ve Muhasebe yani tümü)
Harcama Suistimali (Üst Yönetim, Muhasebe., Operasyon)
Finansal Tablo Suistimali (Üst Yönetim, Finans)
Nakdi Olmayan Suistimal (Satış, Üst Yönetim, Satınalma,
Müşteri Hizmetleri, Operasyon, Finans)
Bordro Suistimali (Muhasebe, Üst Yönetim, Finans)
Aşırma (Muhasebe, Satış, Müşteri Hizmetleri, Operasyon)
Suistimallerin en sık rastlandığı işletme birimleri ise,
sırasıyla muhasebe, operasyon, satış, üst yönetim, müşteri hizmetleri,
satınalma ve finans bölümleridir.
Fail sayısı açısından ise, yolsuzluk suistimalleri büyük
oranda bir kişiden fazla organize bir ekip (1 Kişi % 23, 2 kişi ve üzeri % 57)
tarafından gerçekleştirilmektedir. Diğer türlerde ise çoğunlukla tek başına
suistimal gerçekleştirilmektedir.
Suistimal türlerine göre görülme sıklıkları ise (en sık
görülen sektörden en aza doğru),
Fatura Suistimali (İnşaat, Eğitim, Lojistik ve Kargo, Dini
Yardım ve Sosyal Hizmetler, Sağlık, Diğer Hizmet Sektörleri, Petrol ve Gaz,
Üretim, Devlet ve Kamu Yönetimi, Sigorta sektörlerinde)
Nakit Hırsızlığı (Perakende, İnşaat, Sağlık, Finans
Sektörlerinde)
Kasadan Hırsızlık (Perakende, Finans Sektörü, Sağlık,
Eğitim, Dini Yardım ve Sosyal Hizmetleri)
Çek Tahrifatı (Dini Yardım ve Sosyal Hizmetler, İnşaat,
Lojistik/Kargo, Sağlık)
Yolsuzluk (Petrol ve Gaz, Üretim, İnşaat, Finans, Devlet
ve Kamu Yönetimi, Sağlık, Eğitim, Sigorta, Diğer Hizmet Sektörleri,
Lojistik/Kargo, Dini Yardım ve Sosyal Hizmetler, Perakende)
Harcama Suistimali (Dini Yardım ve Sosyal Hizmetler, Eğitim, İnşaat, Sağlık)
Finansal Tablo Suistimali (Üretim, Petrol ve Gaz, İnşaat,
Lojistik/Kargo, Finans, Eğitim)
Nakdi Olmayan Suistimaller (Üretim, Perakende,
Lojistik/Kargo, Devlet ve Kamu Yönetimi, İnşaat, Petrol ve Gaz, Dini Yardım ve
Sosyal Hizmetler)
Bordro Suistimalleri (Dini Yardım ve Sosyal Hizmetler, İnşaat,
Lojistik/Kargo, Eğitim, Devlet ve Kamu Yönetimi, Sağlık sektörleri)
Aşırma (Sigorta, Eğitim, Üretim, Perakende, Dini Yardım ve
Sosyal Hizmetler)
Yazarkasa Ödemeleri (Perakende sektörleri)
Suistimal türlerinin kesişimlerine baktığımızda ise, harcama
suistimallerinin % 53’ünde ve çek tahrifatlarının % 41’inde ayrıca fatura
suistimali de yapılmıştır. gerçekleşen nakit mevcudun çalınması olaylarının %
80’inde, harcama ve finansal tablo suistimallerinin ise % 76’sında mutlaka en az başka bir suistimal
türü de kullanılmıştır. yolsuzluk en fazla kesişen suistimal türüdür.
yolsuzlukla en fazla % 51 oranıyla finansal tablo, en az ise % 24 oranıyla çek
tahrifatı suistimalleri kesişmiştir.
Raporda verilerin sağlandığı ülkeler arasında sayılan
Türkiye’ye özel bir araştırma yapıldığında tabloda ufak tefek değişiklikler
olsa gerektir. İş suistimal suçlarının işleniş usullerine ilişkin yukarıdaki
verilerde, rehberimizin Suistimal Riskinin Proaktif Yönetimi bölümündeki etkin
kontrol ortamının oluşturulmasına yönelik model önerimize zemin teşkil edecek
önemli saptamalar bulunmaktadır.
VI. Bir İşletmede Suistimal Olabileceğini Gösteren İpuçları
Literatürde ‘kırmızı bayraklar’ olarak nitelenen ve
suistimal öncesi işletmedeki kontrol süreçlerindeki zaafiyetleri büyük ölçüde
gözönüne seren ipuçlarının analizi, iş suistimalinin hem önlenmesine yönelik
uygulama tercihlerine karar vermede hem de tespitinde büyük katkı sağlar.
Kırmızı bayraklar işletme kültürü ortamı ve faillerin davranışlarına
ilişkindir.
Kırmızı bayrakları, fail ve mağdur ve genel atmosfer
yönlerinden bir ayrıma tabi tutabiliriz.
a) Fail Yönünden Kırmızı Bayraklar (ACFE’ye Göre): gelirin
üzerinde yaşam tarzı,
finansal zorluklar, tedarikçi/müşterilerle aşırı samimiyet,
kontrol sorunları (sorumluluk paylaşmada isteksizlik), ailevi sorunlar, çıkarcı
davranış tarzı, kişilik özellikleri (asabi, kuşkucu, savunmacı kişilik), kötü
alışkanlıklar, yetersiz ücretten şikayet, önceki işveren kaynaklı sorunlar,
yasal izne ayrılmak istememe, kuruluş içinde aşırı baskı, sosyal izolasyon,
yetki eksikliğinden şikayet, başarı için aşırı çevre baskısı, yaşam
standartlarında istikrarsızlık, geçmiş yasal sorunlardır.
ACFE araştırma sonuçlarında faile yönelik dikkat çekici bir
tespit de, failin suistimalden önce gösterdiği zorbalık ve gözdağı, işe gelişte
istikrarsızlık, işe aşırı geç gelme, internette aşırı gezinme, uygunsuz
internet sitelerine girme, cinsel taciz gibi olumsuz davranışlarıdır.
b) Mağdur yönünden kırmızı bayraklar:
Şirket kültürü bakımından (işletmenin yönetişim yapısının
teşvik ettiği ve yarattığı olumsuz ortam, üst yönetimin tutarsız ve adil
olmayan tutumları, yönetim kademesinde yer alan kişilerin zaafiyet ve kötü
alışkanlıkları, tutarsız davranışları),
İşletmenin finansal yapısı bakımından (finansal kriz
yaşanması, şirketin çok hızlı büyümesi, anormal alım-satım işlemleri, finansal
tablolar arasında uyumsuzluklar)
Kontrol Ortamı bakımından (mevzuat ve iç prosedürler,
kontrol süreçleri ve kontrol eksikliklerinin var olması, risk ve denetim
komitelerinin oluşturulmamış olması veya etkin şekilde çalışmamaları,
düzenleyici kurumlarla sorunlar, kayıt düzeni ve üretilen raporların güven
vermemesi, bilgi işlem sisteminin güven vermemesi)
İnsan kaynakları uygulamaları bakımından (yönetici ve
çalışanlarda yüksek sirkülasyon oranı, küçülme ve yeniden yapılanmadan dolayı
işini kaybetme korkusu veya işletmede bu nedenlerden kaynaklanan iş kaybı
yaşanması, sürekli fazla mesailer, maaş ve ek ödemelerde kesinti veya beklenen
artışın olmaması, maaş ödemelerinde sürekli gecikmeler, ünvan indirimleri,
planlı ve sistematik bir çalışma ortamı olmaması, performans değerlemede
adaletsizlik algısı sayılabilir. Bunların dışında, üst yönetimin (özellikle
suistimal riski ve iştahının en yüksek olduğu bankacılık sektöründe)
çalışanları aşırı hedef baskısı altında tutarak yoğun stres yaşamalarına yol
açması ve çalışanların hedeflerini tutturmaları için –geçici de olsa-
belirlenen risk iştahını istismar eden işlemler yapmalarına göz yummaları da iş
suistimalini teşvik yönünde kırmızı bayraklar arasında değerlendirilebilir. Üst
yönetim tabii ki, ‘çalışanım işletmeyi dolandırsın’ amacıyla yola koyulmamıştır
fakat bilinç dışı da olsa bu politikalar suistimal kararına motivasyon ve
meşrulaştırma zemini yaratmaktadır.
c) Genel sosyo-ekonomik kültürel çevreye yönelik kırmızı
bayraklar ise: Ekonomik kriz ortamları, yoksulluk ve hızlı nüfus artışı
içindeki ülkeler, sosyal ortamda suistimalin hoş görülmesi, kültürel
alışkanlıklar...
VII. Suistimal Nasıl Tespit Edilmektedir?
Suistimaller, işletme itibarına ve finansal performansına
doğrudan etki yapan önemli risklerdir. İşletmelerde oluşturulacak etkin kontrol
ortamı ve kontrol süreçleri ile öncelikle suistimalin önlenmesi yönünde çaba
gösterilir. Geliştirilen ve alınan tüm önlemlere rağmen suistimallerin kökünün
kazınması imkansızdır. Bu gerçek karşısında, işletmelerde suistimalin ortaya
çıkarılması bir hayli önem kazanmaktadır.
Suistimalin tespitindeki araçlara bir göz atarsak: işletmeye
özgü tasarlanan ve uygulanan bütünleşik operasyonel modeller, iç denetim,
süreçlere yönelik yönetim kontrolleri, ihbar mekanizması, mutabakatlar, belge
inceleme, veri gözetim/izleme faaliyetleri, yasal bildirimler, dış denetim ve
bilgi teknolojileri kontrollerini sayabiliriz.
Veri Gözetim/ İzleme faaliyetleri kapsamında, bilgi
teknolojilerinin kullanılarak belirli parametrelere göre verilerin izlenmesi ve
analizi, gözetimler (kamera sistemi gibi), çalışan davranışları sapmaları ve
nedenlerinin araştırılması, müşteri anomalisi, paydaşlar ve çalışanlar
arasındaki ilişki, işlemlerde sapmalar takip edilir.
İşletmede rutin bilgisayar destekli iç denetim faaliyetleri
yanında birim bazında ayrıntılı iç denetim ile sürekli ve ani denetim usulleri
de uygulanmalıdır.
ACFE 2014 raporunda, tespit araçlarının suistimalleri ortaya
çıkarmadaki etkililik oranlarına da yer verilmiştir. Buna göre aşağıdaki
sürpriz sonuçlara hazır olmamız gerekmekte:
İhbar % 42
Yönetim Kontrolü % 16
İç Denetim % 14
Tesadüfen % 7
Mutabakat % 7
Diğer % 14 (Belge İnceleme, Dış Denetim, Gözetim/İzleme,
Yasal Bildirimler, BT Kontrolleri, İtiraf, Diğer)
Bir işletmenin 100’den fazla veya az sayıda çalışanı olması,
oransal olarak ufak değişiklikler olsa da, tespit yöntemlerinin etkililik
sıralamasını değiştirmemektedir.
Araştırma sonuçlarına göre, en etkili silah olarak göze
çarpan ihbar mekanizmasının kaynakları ise; çalışanlar % 49, müşteri % 21.6,
anonim % 14.6, tedarikçi % 9.6, diğer % 5.2 (ortaklar, rakipler, diğer) olarak
raporda yer bulmuştur. İş suistimallerinin tespitinde ikinci sırada yönetim
kontrolleri ve üçüncü sırada ise iç denetim gelmektedir. Bu üç kanal/yöntem
işletmede var olması gereken etkin kontrol ortamının ana unsurlarındandır.
Türkiye özelinde yapılan araştırmalarda, uluslararası sonuçlara göre ihbar
oranının daha düşük kalması; her ne kadar ortaya çıkma/zarar görme riski ve
kültürel olarak ‘ispiyonculuk’ bağlamında değerlendirilse de, güvenilir ihbar
hatları organizasyonu ve ‘suistimal farkındalık’ aktiviteleriyle bu oranın
arttırılacağını düşünmekteyiz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, işletmede güvenilir
ve işleyen bir ihbar hattının (etik hattın) faaliyette olması, suistimallerin
tespitinde iç denetim ve iç kontrol sistemlerinin de etkinliğini
arttırmaktadır. Dördüncü sırada yer alan ve % 7’lik bir orandaki suistimalin
‘tesadüfen’ tespit edilmesi ancak çalışanlar ve diğer paydaşlarda farkındalık
yaratmakla düşürülebilir.
Yine ACFE raporuna dönecek olursak, 2014 yılı
araştırmalarında suistimal tespit
yöntemlerinin etkinliği iki yönden analize tabi tutulmuştur:
1. Tespit Sürelerindeki Ekinliklerine Göre: Veri izleme/gözetim
9 ay,
hesap mutabakatı 10 ay, bilgi teknolojileri kontrolleri 11
ay, iç denetim, yönetim kontrolü ve ihbar 18 ay, itiraf 21 ay, belge inceleme
24 ay, yasal bildirimler ve dış denetim 30 ay ve tesadüf 32 aydır. İç denetim,
yönetim kontrolü, belge inceleme ile yasal bildirimler ve dış denetimle tespit
sürelerinin düşürülmesi denetim aralıklarının kısaltılmasına bağlıdır. İhbar
mekanizmasının genel etkinliği yanısıra,
ihbar süresinin kısaltılması kurum içi farkındalık eğitimleri ile birebir
bağlantılıdır. Yoksa işimiz tesadüflere ve itiraflara kalacaktır!
2. Tespit Ettikleri Suistimalin Medyan Zararına Göre: Yasal
bildirimler
1.250.000$, dış denetim 360.000$, tesadüf 325.000$, itiraf ve belge inceleme 220.000$,
ihbar 150.000$, yönetim kontrolü 125.000$, iç denetim 100.000$, hesap
mutabakatı ve kontrolleri 70.000$ ve veri izleme/gözetim 50.000$ düzeyindedir.
Medyan zararların yükselmesi ve düşmesi doğrudan denetim süre aralıkları,
kontrol ortamı ve kontrol süreçleri ile ilgilidir. Tespit sürelerinde son üç
sırada yer alan yöntemlerin, medyan zararda ilk üç sırayı almaları şaşırtıcı
değildir: suistimali tespit süresi uzadıkça uğranılan zarar da artmaktadır!
İş Suistimal türlerine göre medyan tespit sürelerine
bakarsak; nakdi olmayan (12 ay), yazarkasa ödemeleri (14 ay), yolsuzluk, nakit
hırsızlığı, nakit mevcudu çalma ve aşırma (18 ay), fatura, harcama, finansal
tablo ve bordro suistimalleri (24 ay) ve son sırada çek tahrifatı (26 ay)’da
ortaya çıkmaktadır.
Suistimalin tespitine yönelik araçların türleri ve etkinlik
düzeyleri açılarından bizleri bilgilendiren ACFE araştırma sonuçlarını
değerlendirirsek; raporda yer alan veriler, bir işletmede üst yönetimin etkin
kontrol ortamı ve kontrol süreçlerini oluşturmadaki sorumluluğunu
vurgulamasının yanı sıra, işletmenin
yönetişim, iç kontrol ve iç denetim sistemlerinin bütünleşik
organizasyonu ve senkronize çalışmalarının önemini bir kez daha ortaya
koymaktadır.
VIII. Suistimal Riskinin Proaktif Yönetimi
İşletme üst yönetimi, genel yönetim sorumluluğunu üstlendiği
kurumun potansiyel bir suistimal mağduru konumuna düşmemesi için risk yönetimi
çerçevesinde gereken en etkin önlemleri almakla yükümlüdür. Suistimal riskinin
yönetimi, ‘öğrenen’ bir şirket kültür ortamı yaratma, periyodik
değerlendirmeler, suistimali caydırmaya, önlemeye ve tespit etmeye yönelik
kontrol ortamı ve süreçlerin oluşturulması gibi bileşenlerden meydana gelir.
Buna karşın, dünyada ve Türkiye’de yapılan farklı
araştırmaların sonuçları, işletmelerin üst yönetiminde suistimal riski
farkındalığının en üst düzeyde olmasına rağmen, suistimal riskiyle etkin
mücadele konusunda yetki ve sorumluluklarını yerine getirmede pek de aktif
olmadıkları tespitinde birleşmektedirler. Bu durum da, riskin yönetiminde
proaktif önlemler almak yerine reaktif önlemler almayla sonuçlanmaktadır.
Rehberimizin ‘Mağdur Kimdir’ bölümünde yer verdiğimiz KPMG araştırması
sonuçları da üst yöneticilerin konuya ilişkin tespit/aksiyon/takip
çelişkilerini gözler önüne sermektedir.
Kamuoyundaki imaj bakımından, suistimalle mücadelede en
etkili olduklarına inanılan finansal kurumlar sektörü ve halka açık işletmeler
bu haklı şöhretlerini biraz da ulusal ve uluslararası boyutta üst düzenleyici
ve gözetleyici kurumların yer aldığı sektörlerde faaliyet göstermelerine
borçludurlar. Maalesef sözkonusu işletmelerin bir kısmında bile bu zorlayıcı
düzenlemeler belli ölçüde şekli kalmakta, uygulamada etkinliğin ve etkililiğin
sağlanması yönünde kontrol mekanizmalarına gereken destek verilmemekte,
yönetsel takibi ihmal edilmektedir.
Konuya ilişkin sonda belirteceğimizi baştan belirtelim:
işletmelerde suistimal riskiyle mücadele, kurumun tepe yönetiminden başlayarak
tüm kademelerdeki çalışanları adeta sarıp sarmalamalıdır. Suistimal riski ile
mücadele kapsamında işletme genelinde tespit edilecek ve giderilecek
zaafiyetler, aynı zamanda işletmenin yönetişim, risk yönetimi, iç kontrol ve iç
denetim sistemlerinin etkili, etkin ve ekonomik çalışmasına dolayısıyla
işletmenin gelişimine katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede temel amaç, işletmede
etkin bir suistimal önleme kültürü oluşturmak olmalıdır. Bu amaç, aynı zamanda
çağdaş bir şirket kültürünün de alt unsurudur.
Suistimalle mücadelede, Suistimal Üçgeni kuramı unsurları
temelinde işletme içinde uygulanacak bazı pozitif politikalar çok büyük önem
arzetmektedir. Örneğin, çalışanlara yönelik sosyal destek programlarıyla
potansiyel fail üzerindeki bazı finansal baskılar hafifletilebilir ve işlenecek
suçun fail tarafından vicdanen meşrulaştırılması engellenebilir. Adil bir
performans değerleme, prim sistemi ve maaş sistemi faili suçu meşrulaştıramama
yönünde zorlayacaktır.
İşletme içerisinde oluşturulacak etkili ve etkin kontrol
ortamıyla, suistimal fırsatının pek olmadığını gören potansiyel fail ‘yakalanma
tehdidi duygusunu’ da en üst düzeyde hisseder. Sonuç olarak belirtmek gerekir
ki, suistimal üçgeninin ana unsurları olan fırsat, meşrulaştırma ve baskıların
algısal boyutu potansiyel failde yönetilebilir ve dolayısıyla suça yönelik
karar süreçleri işletme lehine çevrilebilir.
Bu bölüme kadar, suistimal ve ilişkili sözcüklerin
anlamlarını, suistimal üçgeni kuramını, mağdurun ve failin profillerini,
suistimale yönelik kırmızı bayrakları ve suistimalin nasıl tespit edildiğini
özetledik. Şimdi ise, işletmelerde etkin bir suistimal risk yönetiminin nasıl
olacağı konusunda bir model önerisinin ana çerçevesini sunalım.
Suistimal Riskinin Proaktif Yönetim Modeli
1. Mevcut Durumun Analizi
Öncelikle, işletmenin mevcut vizyon, misyon ve stratejik
planlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda organize edilen yönetişim, risk
yönetimi, iç kontrol ve iç denetim mekanizmaları uzmanlarca detaylı gözden
geçirilmelidir. Yaratılmış olan şirket kültürü kapsam ve yeterlilik analizleri,
mevcut kontrol ortamı ve kontrol süreçlerinin detaylı incelenmesi de bu
çerçevede yapılmalıdır. Bu aşamada, anketlerden de yararlanılabilir.
Mevcut duruma yönelik içsel ve dışsal faktörler de dikkate
alınarak hazırlanan ve önerileri de içeren rapor üst yönetime bilgi ve onay
için sunulur.
2. Modelin Tasarlanması
Tasarlama aşamasında ise, üst yönetimin onayından geçen ve
uygulanması için karar alınan rapor ilkeleri doğrultusunda yapılacak
değişikliklerin ve yeniliklerin işletme gerçeklerine özgü tasarlanmasıdır. Bu
aşamada, mevcut durum raporunda tespit edilen noktalar ile sektörel veriler,
işletmeye ilişkin tüm veriler ile çalışan ve yönetici görüşleri gözönüne
alınır. Modelin temeli, etkin bir şirket kültürü içerisinde entegre çalışacak,
kurgulanacak erken uyarı mekanizmaları ile üst yönetime kontrol mekanizmasını
proaktif yönetme imkanı verecek testler ve gözden geçirmelere dayanan dinamik
bir ‘öğrenen’ yapıdan oluşacaktır. Tasarlanan işletmeye özel model, çalışanlara
ve yöneticilere sunulur, geri beslemeler alınır ve gerekirse revizyonlar
yapılır. Sonrasında ise, uygulama için üst yönetimin onayına sunulur.
3. Tasarlanan Modelin Uygulamaya Alınması
Bu aşamada ise, uzmanlarca işletme ihtiyaçlarına ve bütçe
gerçeklerine uygun tasarlanan ve üst yönetimce onaylanan yeni modelin işlerlik
kazanmasıyla, işletme faaliyetlerinin mevzuata uyumlu, güvenilir, daha etkili,
daha etkin ve daha ekonomik yürütülmesini sağlayan yeni bütünleşik (integrated)
yapı devreye girer. Yenilenmiş kontrol ortamına dayanan re-organize edilmiş
kontrol süreçleri (ilgililerine eğitimler verilerek, donanımlar sağlanarak)
işletme içerisinde uygulanmaya başlanır. Böylece, işletmede yönetişim, risk
yönetimi, iç kontrol ve iç denetim sistemlerinin senkronize çalışmaları ve
kontrol süreçlerinin sürekli devrede olması sağlanır. Sistemlerin birbirine
eklemlenerek entegre ve senkronize çalışma içinde olmaları, üst yönetime da
kararlarında proaktif olma imkanı verir.
4. Modelin Periyodik Olarak Gözden Geçirilmesi
Bu aşamada, uygulamaya alınan model, bileşenlerinin
hedeflenen doğrultuda işleyiş düzeyleri, işletme faaliyetlerine katkı
düzeyleri, yeni ortaya çıkan içsel ve dışsal risklerin belirlenmesi, işletmenin
yeni stratejik hedefleri çerçevesinde iç ve dış denetime tabi tutulur. Ayrıca,
deneyimli uzmanlar gözetiminde, COSO, COCO (İç Kontrol sistemi kontrol
parametreleri) ve Kontrol Öz Değerlendirme (Control Self-Assessment)
tekniğinden de yararlanılabilir. Kontrol süreçleri içerisinde yer alan
yöneticilerin aktif sistem değerlendirmeleri ve önerileri kontrol süreçlerinin
değişen, gelişen ve öğrenen bir yapıya dönüşmesini sağlar. Gözden geçirmelerde
tespitler kadar bir önemli husus da prosedürler ve süreçlerde gereken
güncellemelerin raporlanması, yapılması ve tabii ki en başta uygulanmasıdır.
Modelin Tasarlanmasında Dikkate Alınması Gereken Noktalar
1. Üst Yönetimin Politikaları ve Yönetim Tarzı: Pozitif
şirket kültürü atmosferi, kurumsal yönetişim ilkelerinin benimsenmesi ve
uygulanması, vizyon, misyon ve stratejik planlamanın işletme kaynakları ve
piyasa koşullarına uygun olarak gerçekçi saptanması, etkin risk yönetimi,
yönetim kurulu üyeleri arasından denetim komitesi oluşturulması, üst yönetimin
politika ve uygulamalarında tutarlı ve dürüst olması, suistimalle mücadele
politikası ilkelerinin belirlenmesi ve eylem planı hazırlanması, işletmede etik
kuralların oluşturulması, uygulanması ve çalışanlara duyurulması, bildirim
mekanizmalarının kapsama alanı müşteriler, tedarikçiler, bayiler ve diğer
paydaşlara uzanması, çalışanlara verilen performans hedefleri adil ve abartıdan
uzak olması gibi.
2. İşletmenin Organizasyon Yapısı: Etkin, etkili, ekonomik
yönetişim sistemi, görev, yetki ve sorumluluklarının açık net ve liyakata göre
belirlenmesi, görevlerin uygun şekilde ayrılması, hizmet birimlerinin
organizasyonları ve birbirleriyle ilişki esasları, bilgi işlem sistemine entegre iş süreçleri
(işletme içinde süreçlerin iş yapısına uygun ve gerçekçi belirlenmesi),
iletişim araçlarının kullanımı esasları, internet girişleri, yönetim kontrol
süreçlerinin uygulanmasında açık ve net düzenlemeler, yetkilerin bilinçli
kullanılması yönünde eğitimler öngörülmesi.
3. İşletmenin İnsan Kaynakları Politika ve Uygulamaları: Hem
işe alım süreçlerinde potansiyel suçluların alınmasını engelleme fonksiyonunu
yerine getirir hem de çalışılan süreçte suça meyil oranlarına etki eder.
Suistimal farkındalık eğitimleri, işletmede davranış kurallarının belirlenmesi,
işe alım (geçmiş iş doğrulaması, adli sicil kaydı, sağlık raporu, referans
kontrolleri, eğitim doğrulaması), işten çıkarma uygulamaları, fazla mesai
uygulamaları, eğitim politikası, iş vardiyaları, izin uygulamaları, maaş
artışları, sosyal destekleme programları (sağlık, özel veya parasal sorunları
olan çalışana yönelik), çalışan memnuniyet anketleri, bildirim mekanizmaları
(örneğin açık kapı politikası, ihbar hattı), işveren markası çalışmaları,
çalışanlar arasında kuşaklara yönelik spesifik yaklaşımlar.
4. İşletme İçi Prosedürlerin Yürürlükte Olması: işletmenin
faaliyet gösterdiği ülkeye ve sektöre özgü yasal mevzuata dayanan düzenlemeler,
şirket kültürü çerçevesinde oluşturulan tüm süreçleri içeren ve uyulması
zorunlu prosedürler. Bu dokümanların, yayınlanması, duyurulması, uygulanması ve
düzenli güncellenmesi gerekir.
5. İşletmede Fiziki Düzenlemeler ve Güvenlik Önlemleri:
Kontrol süreçlerinin etkili olması ve etkin kılınması bakımından gereken ve tüm
çalışanların yerleşim düzenleri, birimlerin fiziksel ortamları, güvenlikleri
gibi düzenlemeleri içerir.
6. Etkili Kontrol Mekanizmaları: işletmeye özgü kontrol
süreçlerinin oluşturulması, proaktif veri gözetleme/izleme/analiz, muhasebe
sisteminde güvenilir ve disiplinli bir kayıt düzeni, mutabakatlar, finansal
raporlamaların doğruluğu, birim faaliyetlerinin gözetimi, onay ve yetki
kullanımına dayalı yönetim kontrolleri, risk yönetimi, iç denetim (caydırıcılık
fonksiyonu, birim bazında denetimler, ani denetimler, sürekli denetimler),
suistimal riski yönetim komitesi (işletmede yaşanan gelişmeler ve suistimal
üçgeni teorisi temelinde düzenli risk değerlendirmelerinin yapılması), özel
suistimalle mücadele ekipleri, kırmızı bayrak gösteren çalışanların izlenmesi,
dış denetim, bilgi işlem sisteminin güvenliği, etkinliği, güvenilirliği,
sözleşme incelemeleri, teyitler, bilgi teknolojileri bazlı sürekli denetimler,
uyum denetimleri.
7. ACFE Raporu Verileri Analizleri: tasarlanacak modelde
dikkate alınması gereken diğer bir husus ise, ACFE raporunda sunulan iş
suistimaline yönelik ve rehberin farklı bölümlerinde yer verdiğimiz
saptamalarla birlikte, suistimalle mücadele araçlarının etkinlik düzeyi,
uğranılacak zararı düşürme etkisi ve suistimalin tespit edilme sürelerine
etkileri verilerinin de analiz süzgeçinden geçirilerek dikkate alınmasıdır.
Buna göre;
a) Suistimalle Mücadele Araçlarının Etkinlik Düzeyleri:
Finansal
raporların dış denetimi % 81, davranış kuralları % 77, iç denetim birimi
% 70,
finansal raporların yönetim sertifikasyonu % 70, finansal raporların iç
kontrol
denetimleri % 65, yönetim kontrolleri % 62, bağımsız denetim komitesi
%62, ihbar
hattı %
54, çalışan destek programları % 52, yöneticiler için suistimal eğitimi % 48,
çalışanlar için suistimal eğitimi % 48, suistimalle mücadele politikası
% 45, özel
suistimal bölümü ekibi % 39, proaktif
veri izleme ve analiz % 35, suistimal
risk
analizleri % 34, sürpriz denetimler % 33, görev rotasyonu/zorunlu izin % 20
ve ihbar
edene ödül % 10.
Raporda belirtilen yukarıdaki veriler, suistimale maruz
kalan işletmelerin üst yönetimince suistimal öncesi alındığı öngörülen
tedbirleri göstermektedir. Dış denetimin gerçekleşen suistimalleri önlemede
etkisi % 2 ile en alt düzeylerde iken, mağdur işletme yöneticilerinin
belirttiği önlemler arasında ilk sırayı % 81 ile Dış Denetimin alması
traji-komik bir durumu işaret etmektedir. Verileri bir de suistimal üçgeni
teorisi açısından değerlendirsek,
o Mağdur işletmelerde suistimalin önlenmesine özel önlem ve
uygulamaların % 34 ile % 48 arasında
kalması ve ancak % 54’ünde ihbar hattı, % 62’sinde yönetim kontrolleri
(varsayılandır muhtemelen), % 33’ünde sürpriz denetimler, % 35’inde Proaktif
Veri İzleme ve Analizi uygulamalarının olmasının aslında potansiyel fail(ler)
için işletmelerde ne ölçüde yeni fırsat ortamı vadettiği,
o Çalışan Destek Programlarının % 52’de, Görev Rotasyonu/Zorunlu
İzinlerin % 20’de , İhbar Edene Ödül % 10 düzeylerinde kalmasının baskıların
güdülenmesinde olumlu bir etki yarattığı,
o Mağdur işletmelerde suistimalin önlenmesine özel önlem ve
uygulamaların % 34 ile % 48 arasında
kalması ve ayrıca yukarıda belirttiğimiz insan kaynaklarına yönelik
politikaların yetersizliği de suistimalin meşrulaştırılması yönünden faili
eylem için teşvik edeceğini net olarak
görebilmekteyiz.
Bu sonuçlar, sözkonusu işletmelerde yeni suistimalleri
önlemek için epey yol alınması gerçeğini gösterirken suistimali önleyici ve
erken teşhis edici modelin tasarlanmasında öncelikler yönünden de
bilgilendirici olmaktadır.
b) Mücadele Araçlarının Zararı Düşürmeye Etkisi:
Proaktif veri
gözetim/ izleme/analiz, çalışan destek programları, yönetim kontrolleri,
davranış kuralları, iç denetim, sürpriz denetimler ve
düzenli suistimal risk
değerlendirmeleri ile ortalama kayıp % 50 civarına
düşürülebilmektedir. Bunların
dışında, finansal tablo iç kontrollerinin dış denetime tabi
tutulması, üst yönetim,
diğer yöneticiler ve çalışanlar için suistimal eğitimi,
ihbar hattı, özel suistimal birimi ve ekibi,
finansal tablo yönetici onayları, görev rotasyonu/zorunlu izin, finansal
tabloların dış
denetimi, ihbar edene ödül ile kayıplar % 26 ila % 43 oranında
düşürülebilmektedir.
Bu sonuçlar da, yukarıdaki yorumlarımızı tamamen
desteklemektedir.
c) Mücadele Araçlarının Suistimali Tespit Sürelerine Etkisi:
Sürpriz denetimler, proaktif
veri gözetleme/izleme/analiz, özel suistimal birimi ve ekibi,
suistimalle mücadele politikası, üst yönetim, diğer yönetim
ve çalışanlar için
suistimal farkındalık eğitimleri, ihbar hattı, düzenli
suistimal risk değerlendirmeleri
ve yönetim kontrolleri, bağımsız denetim komitesi, iç
denetim birimi, görev
rotasyonu/zorunlu izinler, finansal tabloların iç
kontrolünün dış denetime tabi
tutulması, finansal tablo yönetici onayları, ihbar edene
ödül, davranış kuralları,
çalışan destek programları ve finansal tabloların dış
denetiminin varlığı ve etkinliği
ortalama 24 ay olan suistimal ortaya çıkma süresini 12 aya
kadar düşürebilmektedir.
8. Üçlü Savunma Hattı Yaklaşımının Proaktif Suistimal Riski
Yönetimine Sağladığı Kaldıraç Etkisi
Literatürde 1990 yılların ortalarından beri gündemde olan,
COSO ve IIA (İç Denetçiler Enstitüsü) tarafından da desteklenen Üçlü Savunma
Hattı (The Three Lines of Defense) modeli kurumsal yönetişim faaliyetlerinin
sağlıklı, etkili ve etkin yürütülmesi bakımından iç kontrol mekanizmalarının
(yönetişim, iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim) önemine vurgu yapar.
Proaktif suistimal riski yönetim modeli kurgulanırken 3’lü Savunma Hattı da
önemli esin kaynağı olmasının yanısıra kontrol süreçlerinin etkililik düzeyine
kaldıraç etkisi yapacaktır.
3’lü Savunma Hattı yaklaşımına göre,
Birinci Savunma Hattı: (Yönetim Kontrolleri/İç Kontrol
Kriterleri) Riskin esas sahibi ve yöneticisi konumundaki yetkililerin gözetim,
gözden geçirme, yetkilerin kullanılması, işlem onayları, öz-değerlendirme,
işlem sürecinin sürekli gözlemi faaliyetlerinden oluşur. Yöneticiler, bizzat
kendi yetkilerinden kaynaklanan kontrollerle işlemlerin sağlıklı yürütülmesi
amacıyla sürekli olarak süreçlerdeki zaafiyet ve risklerin yönetilmesi için
kontrol sorumluluklarını üstlenir ve gereken önlemleri alırlar. İç kontrol
sistemi kriterlerinin uygulanması öngörülür.
İkinci Savunma Hattı: (Kurallar ve Gözetim) Testler,
gözlemler, güvenlik, finansal kontrol, riskin yönetimi, kalite, uyum
kontrolleri. Bu çerçevede, işletme içi politika
ve mekanizmalar oluşturarak, iç prosedürler yürürlüğe koyarak birinci
savunma hattının mevzuata uyum ve etkinliğinin gözetimidir.
Üçüncü Savunma Hattı: İç Denetim ile bağımsız ve objektif
güvence sunulur. Birinci ve ikinci savunma hatlarının güvenilirlik, etkililik,
etkinlik, ekonomiklik ve uyum ilkeleri çerçevesinde denetimidir. Ayrıca, işletme yönetişim sisteminin riskleri
nasıl tanımladığı, değerlendirdiği ve yönettiği hususlarında üst yönetim için
risk bazlı iç denetim hizmeti verilir.
Bütün bu savunma hatlarına ek olarak, dış denetim,
düzenleyici üst kurullar ve dışsal diğer organlar olarak öngörülmüştür.
IX. Suistimal Soruşturması Nasıl Yapılır?
Suistimal soruşturması, mesleki yetkinliği üst düzeyde olan
deneyimli soruşturmacılar tarafından yapılmalıdır. Bazı işletmelerde suistimal
ortaya çıktığında yetkililerden bir komite oluşturulmakta ve soruşturma
faaliyeti komite üyelerince yürütülmektedir. Tamamen teknik bir konu olan
suistimal olaylarının incelenmesi, araştırılması ve soruşturması mutlaka
uzmanlarca yürütülmelidir.
Özellikle, hukuki takibe taşınan suistimallerde faillerin
çoğu delil yetersizliğinden beraat etmekte ve hatta çoğu suçu bile inkar
etmektedir. Suistimal vakalarının çoğunun hukuki takibe gittiği düşünülürse,
suistimalin soruşturma aşaması mağdurun haklılığının ispatlanması ve zararının
tazminin sağlanması açılarından büyük öneme haizdir. Bunun dışında, kurum
içerisinde çözülen vakalarda bile failin, kanıtların, zararların net olarak
ortaya konulması kurum içi disiplin komitesinin objektif ve adil karar alabilmesi
açısından çok önemlidir. Bu iki temel neden de, çok net biçimde Suistimal
İnceleme/Soruşturma Uzmanlarını işaret etmektedir.
Suistimal soruşturmasını yapacak denetçiler, mesleki
yetkinlik ve bilgide kıdemli olup mesleki şüpheciliğe (sorgulayıcı mantık ve
kanıtların suçla ilişkilendirilmesine özgü ayrı bir yeteneğe sahip olma), güçlü
bir mantık altyapısına, gözlem kabiliyetine, yüksek sezgi gücüne, mülakat ve
sorgulamalarda gereken bilgi ve deneyime ve ileri iletişim becerilerine sahip
olmalıdır.
Suistimal inceleme uzmanları, etik kurallara bağlı, gerek
yasal mevzuat gerekse de işletme içi prosedürlere hakim olmalıdır.
Soruşturmalarda olayın niteliğine göre değişik tekniklerden
yararlanılabilir. Başlıklar halinde belirtecek olursak; kayıt düzeninin değerlendirilmesi,
fiziki sayımlar ve mutabakatlar, yazılı ve sözlü teyitler, istisnasız denetim
tekniği, ileriye ve/veya geriye doğru denetim tekniği, maddi denetim tekniği,
doğrudan/dolaylı denetim tekniği, mülakat ve sorgulama teknikleri, anket
tekniği, bilgi teknolojileri tekniği, psikolojik analiz teknikleri,
çıkarsamalar, matematiksel ve istatistiksel teknikler, bilgi ve belgelerin
ayrıntılı incelenmesi, hesaplar arasında ilişkiler, sosyal medya analizleri,
Kök Neden Analiz Tekniklerinden yararlanılır ve diğerleri...
Suistimal vakasının soruşturulması, birbirinin içine geçen
üç sürece (inceleme, araştırma, sorgulama) ilaveten raporlama sürecinden
oluşur.
Soruşturma, yukarıda belirtilen teknikler kullanılarak
aşağıdaki içiçe geçen süreçlerde gerçekleştirilir.
Suistimalin gerçekleştiği zamandan sonra soruşturma
başladığı için zaman dezavantajının giderilmesi için çok yoğun çalışmalar
yapılır
Suistimal vakasının unsurları netleştirilir, alanı
belirlenir, vaka tüm yönleriyle tanımlanmaya çalışılır
Suistimale ilişkin tüm gerçeklerin detaylarıyla ortaya
konulması doğrultusunda gereken inceleme ve araştırmalar yapılır
Çalışmalar esnasında yasalara uygun biçimde hareket edilir
ve soruşturmanın gizliğine büyük önem verilir
Acil olarak adli makamların dahil edilmesi gereken bir
husus varsa bildirilir
Suçüstü ihtimali varsa değerlendirilir
Suistimal üçgeni (baskılar, meşrulaştırma ve fırsat)
kişisel ve çevresel etkenler çerçevesinde eylem incelenir, gereken kanıt
araştırmaları yapılır
Suistimal öncesi görülen kırmızı bayrakların suistimal
eylemi ve potansiyel faille ilişkileri araştırılır
Suistimal, ihbar mekanizması ile ortaya çıkmışsa ihbar
eden(ler) ile görüşme yapılır
Gerek görülen diğer çalışanlar ve ilgililerle görüşmeler
yapılır
Çalışanlarla kurulacak iletişimde mesafeye dikkat edilir
Gerekirse suistimale yönelik fail ve kanıtlara ulaşmak
için anket düzenlenir
Suistimalle ilgili görülen işlem süreçleri yukarıda
belirtilen teknik(ler) aracığılıyla derinlemesine analiz edilir
Bilgi Teknolojileri Sistemi vasıtasıyla analizler yapılır,
simülasyonlar yapılır
Kriminal uzman görüşü gerekiyorsa, başvurulur
Kayıt düzeni ile ilgili fiziki sayımlar, mutabakatlar,
teyitler, incelemeler yapılır
Gereken saha çalışmaları yapılır
Kanıtlar toplanır (kanıtlara ulaşma tekniklerine aşağıda
yer verilmiştir)
Şüphelilerin sorgulamaları yapılır ve yeni kanıtlara
ulaşılmaya çalışılır
Kanıtlar güvence altına alınır
Gerekirse başka uzman görüşüne (örneğin bilgi
teknolojileri) başvurulur
İç ve dış mevzuat ile verilerin ve elde edilen kanıtların
ilişkilendirilmesi yapılır
Eldeki verilerin değerlendirmeleri yapılır (ekip üyeleri
varsa birlikte)
Failleri belirleyebilecek kanıtlara ulaşıldığına
inanılırsa, bazı şüpheliler elenebilir veya yeni şüpheliler listeye eklenebilir
Fail olduğu varsayılan kişiler yeniden sorgulanır,
çelişkiler saptanır, itiraf edilmesi için uğraşılır
Fail tespit edildiğinde, zararın tazmini yönünde ikna
edilmeye çalışılır
Raporun hazırlanması ve sunulması aşamasına geçilir
Hukuki takip olacaksa dosyayı takip edecek hukukçularla
rapor yasal dayanakları konusunda işbirliği yapılır
Suistimale Yönelik Kanıtların Toplanması: Tespit edilen
suistimallere yönelik yeterli ölçüde inandırıcı kanıt ve bunları destekleyecek
tamamlayıcı kanıtlar toplanmalıdır. Kanıtlara örnek verecek olursak, fiziksel
kanıtlar, tanık ve fail ifadeleri, belge hüviyetindeki kanıtlar, analiz
sonuçlarındaki çıkarsama ve yorumlamalara dayalı kanıtlar, elektronik kanıtlar,
sesli ve görüntülü kanıtlar, uzman raporları, e-mailler, sosyal medya verileri,
maddi test sonuçları, anket sonuçları vb.
Kanıtların elde edilmesinde, fiziki kontrollerden,
gözlemlerden, göz atma tekniğinden ve yetkili uzman raporlarından yararlanılır,
işlemlere ilişkin doğrulamalar yapılır, ilgili paydaşlardan yazılı/sözlü
teyitler talep edilir, denetim kapsamındaki işletme birim çalışanlarıyla, yöneticilerle,
gerekirse tedarikçilerle, destek hizmeti verenlerle ve müşterilerle görüşmeler
yapılır (gerekirse yazılı bilgi alınır), matematiksel ve istatistiki yöntemler
kullanılır, belge ve bilgi analizleri yapılır, ilgili hesaplar arasındaki
ilişkiler incelenir, süreç ve olay derinlemesine incelenir, bilgisayar destekli
denetim tekniği ile işlem süreci tamamen gözden geçirilir ve önceden
varsayılmış parametrelerin gerçekleşmelerine göre analizler yapılır.
Suçu İspatlayan Kanıtlar dört farklı türde olabilir:
i. Doğrudan (Tam) Kanıt (başka bir kanıta ihtiyaç duyulmadan
ispata yeten kanıt)
ii. Tamamlayıcı Kanıt (ispatı destekleyici, teyit edici ve
doğrulayan kanıt)
iii. Dolaylı Kanıt (failin suçu işlediğine yönelik
belirtileri içeren, ispat gücü olan fakat ikinci derecede önemi olan kanıtlar)
iv. İlintili Kanıt (suçu ispatlamada işe yaramaya uygun
kanıt).
X. İşletme Yönetimlerince Vakaların Sonuçlandırılma Usulleri
İş suistimali vakaları yaşanan işletmelerde, suistimallerin
doğrudan maliyeti itibar kaybı ve uğranılan zarar iken; dolaylı maliyetlerini
ise, verimlilik ve iş/müşteri kayıpları diye sıralayabiliriz.
ACFE’nin raporunda belirtildiği üzere dünya genelinde iş
suistimali vakalarının % 61'inde hukuki takip yoluna gidilmiş, % 39’u kurum
içinde çözüme kavuşturulmuş veya üstü örtülmüştür. Türk işletmelerinin çok
büyük çoğunluğu aile işletmelerinden oluştuğu için muhtemelen ortaya çıkan
suistimallerde kamuoyundan saklanma oranı ülkemizde gelişmiş ekonomilere göre
daha yüksektir.
Suistimal vakasını tespit eden işletmelerin hukuki takip
yolunu tercih etmemelerinin temel gerekçeleri; suistimalin kamuoyunca
öğrenilmesinin kurum imajını olumsuz etkileyip işletmeye duyulan güvenin
zedelenmesiyle sonuçlanması, ortaya çıkan bazı suistimallerin işletme içi
disiplinle veya özel uzlaşmaya çözülebilmesi, işletme yönetimince hukuki
takibin aşırı maliyetli görülmesi veya suistimal tutarının hukuki takip
yapılmasını gerektirmeyecek ölçüde düşük olması, bir nedenle (örneğin failin
işletme sahiplerinin veya üst yönetimin çok yakını olması) suistimalin üstünün
örtülüp verdiği zararın sineye çekilmesi, faili suçlayıcı kanıt yetersizliği,
failin ortadan kaybolması gibi nedenlere dayanmaktadır.
Bu arada araştırma sonuçlarına göre, savcılığa intikal eden
her dört vakadan biri başvuran kurum lehine sonuçlanmış; mahkemeye intikal
edenlerde ise yarısından fazlası kurumun talebi doğrultusunda, % 30 civarı ise
uzlaşma ile sonuçlanmıştır.
İş suistimali zararlarının hiç tazmin edilememe oranı %
50’den fazladır. Zararın % 50’ye kadar olan kısmının tazmini ise % 20
düzeylerindedir. Buna karşın, zararın tamamının tazmin edilme oranı ise ancak %
14 civarındadır.
Suistimallerin ortaya çıkmasından sonra işletme üst
yönetimince gösterilen ilave reaksiyonlar, suistimali gerçekleştirenlerin
şirketle ilişiğini kesilmesi ve yaşanan suistimal de dikkate alınarak kurumun
suistimal riskine karşı aldığı önlemlerin yeterliliğinin gözden geçirilmesi,
gerekirse ek önlemler alınması olmaktadır.
Kaynak: Bülent Hasanefendioğlu
Yorumlar
Yorum Gönder