Ana içeriğe atla

KURUMSAL YÖNETİM NEDİR?


Özet
Bu yazıda kurumsal yönetim kavramı, istikrar ve güven unsuru ile sosyal sorumluluk projeleri başlıkları altında açıklanmaya çalışılmıştır.

Kurumsal yönetim kavramını ; şirketlerin yönetim ve denetiminin, hesap verilebilirlik, açıklık, sorumluluk ve adillik ilkeleri çerçevesinde  yürütülmesini amaçlayan ve bununla ilgili araçları oluşturan sistem olarak tanımlayabiliriz. Kurumsal yönetimde, sözü edilen ilkeler, performans ölçümü ve geliştirilmesi esasına dayalı olarak, birbirleriyle ilişkilendirilmekte ve ilkelere  birbirleriyle bir bütünlük oluşturacak şekilde işlerlik kazandırılmaktadır. Yönetim ve denetim kademeleri ile hissedarların yetki ve sorumluluklarına açıklık getirilerek,  şirket yönetim sistemine olan güven güçlendirilmekte, yöneticilerin faaliyetleri nedeniyle bireysel olarak hesap vermeleri sağlanmaktadır.

İyi kurumsal yönetim sisteminde, şirket yöneticilerine şirket ve hissedarlar lehine uygulamalar için gerekli teşvikler sağlanmaktadır. Bunun yanında, şirketlerin tüm faaliyetleri nedeniyle hesap verilebilmelerini teminen etkin denetim yapılmaktadır. Böylece firmaların mevcut kaynakları daha etkin kullanmaları teşvik edilmektedir. Bu nedenle bir ilkeler bütünü olan kurumsal yönetim sistemi; genel kurul,  yönetim kurulu, denetim kurulu ve icra organları ile diğer paydaşlar arasındaki karşılıklı ve kontrollü ilişkiler yoluyla ekonomik etkinliği  artırmanın temel  aracı niteliğindedir. Bir bütünlük arz eden karşılıklılık olgusu, şirket hedeflerine ulaşmada, kurumsal yönetimin şirket başarısını etkileyen  temel bir özelliğidir.

İstikrar ve güven unsuru

Açıklık ve hesap verilebilirlik ilkelerine dayalı olan kurumsal yönetim, şirket yönetimleri için istikrar ve güven unsuru olarak görülmektedir. Kurumsal yönetim sisteminde güveni sağlayan önemli ilkelerden birisi de, şirket yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin denetimin  etkin olarak yapılmasıdır. Hissedarlar ve çalışanların yönetim ve şirket faaliyetlerine ilişkin bilgilere erişimleri kolaylaştığından, bunların denetim ve karar süreçlerinde yer almaları da sağlanmaktadır. Bu şekildeki katılımcılık ise güven unsurunu olumlu yönde etkilemektedir. 

İşletmelerin kaynak gereksinimlerinin giderek artan oranda hisse satışı yoluyla karşılanması, ekonomideki hissedar sayısını artırmaktadır. Bu durum özellikle azınlık hisse sahibi olan hissedarlar açısından işletmeler kesimine yönelik kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması gerekliliğini daha da arttırmaktadır. Hisse senedi yatırımcıları için tasarruflarını yatıracakları şirketin mali raporları kadar, iyi yönetilmeleri hususu da önem taşımaktadır. Bu durum sadece iç piyasadaki hissedarlar için söz konusu  olmayıp, yabancı yatırımcılar için de geçerli bir koşuldur. Sermaye piyasası araçlarını kullanarak, daha geniş bir yatırımcı potansiyelinden kaynak yaratma olanağı tanıyan uluslararası sermaye akımlarından uzun vadeli kaynak sağlamak isteyen ülkeler için kurumsal yönetim uygulamalarına işlerlik kazandırılması büyük önem taşımaktadır.

Sosyal sorumluluk projeleri

Kurumsal yönetimin  artarak  uygulama alanı bulmasının bir nedeni ise şirketlerin artan sosyal sorumluluk projelerinin hissedarlara yansıtılmak üzere,  yıllık faaliyet raporlarında giderek daha fazla oranda yer almasıdır. Kurumsal vatandaşlık kavramı çerçevesinde yapılan harcamalar ve sosyal sorumluluk projeleri şirket değerini uzun dönemde olumlu yönden etkileyeceği için açıklık ilkesi ile yürütülen bu uygulamalar hissedarlarla şirket arasındaki bağları kuvvetlendirici etki yaparak, hissedarların şirkete olan güvenlerini arttırmaktadır.

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılan yeni düzenlemeler ile “Kurumsal Yönetim Uyum Raporu” hazırlamak ve 2005 yılından itibaren yıllık faaliyet raporlarında yer vermek zorunlu hale getirilmektedir. Kurul’un bu konudaki genel yaklaşımı olan “Uy ya da açıkla” prensibine yönelik olarak hazırlanan çalışmanın kamu otoritesi nezdinde konuya olan duyarlılığı artırdığı gözlemlenmektedir.

Kurumsal yönetim yapısıyla, özellikle küçük yatırımcılar ve azınlık konumundaki hissedarlar için geçerli olan, şirket sahipliği ile şirket faaliyetlerinin yönetim ve denetiminin ayrı mekanizmalar olmasından kaynaklanan güven artışı sağlanmaktadır. Kurumsal yönetim standardının yüksek olması, şirketin yatırımcıların güvenini kazanmasına yapacağı katkı yanında, genelde şirket faaliyetlerinin gelişimine de katkı yapmaktadır.
Aclan Acar
TKYD / Kasım 2005 / Turkish, Türkçe

TKYD Yönetim Kurulu Üyesi
Doğuş Otomotiv A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3'LÜ SAVUNMA HATTI MODELİ

3'LÜ SAVUNMA HATTI MODELİ OPERASYONEL RİSKLERİN ETKİLİ YÖNETİMİ VE KONTROLÜNDE 3’LÜ SAVUNMA HATTI MODELİ I. 3’LÜ SAVUNMA HATTI MODELİ NEDİR? Ortaya çıkışının spor veya askeri kaynaklı olduğuna dair farklı görüşler olan 3’lü Savunma Hattı, işletmelerin hedeflerine ulaşma faaliyetleri esnasında karşı karşıya kaldıkları risklerin etkili yönetilmesinde ve operasyonel faaliyetlerin kontrolünde son yıllarda popüler bir model olarak rağbet görmektedir. Hatta birçok uluslararası meslek örgütü tarafından bir işletmede var olup olmadığı bir gösterge (benchmark) olarak görülmektedir. Model, esas olarak işletme içerisinde mevcut olan tüm birim ve kademelerinin uyum içerisinde etkin çalışmalarını sağlamak bakımından gözetim ve koordinasyon görevi üstlenerek entegre çalışan bir modeldir. Yatay, dikey, çapraz ve içsel-dışsal ilişkiler yumağı ile prizmatik bir yapıdadır. 3’lü Savunma Hattı, uygulandığı işletmelerde faaliyetlerin yürütülmesi bakımından görev-yetki-sorumlulukların net ve açık...

Risk Yönetimi Planı Nasıl Oluşturulur?

Risk Yönetimi Planı Nasıl Oluşturulur? Risk yönetimi farklı kurumlarda ve seviyelerde farklı yöntem ve yaklaşımlar ile uygulanan bir yönetim aracıdır. Risk yönetimi, bir holding seviyesinde farklı, bir şirket/kurum seviyesinde farklı, şirket ya da kurumda stratejik seviyede farklı,  operasyonel düzeyde farklı hedeflere yönelik olarak uygulanır. Örneğin, bir holdingde holding üst yönetimi, şirketin stratejik planı çerçevesinde, hem holdingin hem de bağlı ortaklıkların stratejik risklerini bir portföy yaklaşımı çerçevesinde yönetmek zorundadır. Tek bir şirket ya da kurum söz konusu olduğunda, o şirketin üst yönetimi için sadece o şirketin/kurumun stratejik ve operasyonel seviyelerde riskleri önem arz eder. Elbette aynı şirket/kurumun operasyonel seviyelerinde görev alan bir yönetici için de kendi sorumluluk alanındaki birim/süreçlerin farklı kategorilerdeki (operasyonel, finansal, itibar, uyum, çevre, performans) risklerinin iyi yönetilmesi gerekmektedir. Ayrıca şirket/kurum iç...

BİLANÇO OYUNLARI VE MUHASEBE HİLELERİ

BİLANÇO OYUNLARI VE MUHASEBE HİLELERİ Ercan ALPTÜRK-Yeminli Mali Müşavir, İSTANBUL YMM Odası-2209 I- GİRİŞ: Bir işletmenin belirli bir süre sonunda sahip oldukları varlıklar ile bu varlıkların kaynaklarını gösteren mali tablo “bilanço” sözcüğünü ifade etmektedir. Bilançonun sol tarafına aktif , sağ tarafına pasif denir.Diğer bir deyişle de aktif tarafı varlıkları, pasif tarafı da bu varlıkların kaynaklarını gösterir.Bilançonun aktif ve pasif tarafı birbirine eşittir. Varlıklar; işletmenin sahip olduğu para, mal ,makine ,araç-gereç , alacaklar gibi iktisadi değerleri ifade eder. Sermaye; işletme sahibi veya sahiplerinin işletme varlıkları üzerindeki haklarını temsil etmektedir. Borçlar ise; işletme sahipleri dışındaki üçüncü kişilerin varlıklar üzerindeki haklarını ifade etmektedir. Tek düzen hesap planındaki 100 ile 299 arasındaki hesaplar bilançonun aktifinde , 300 ile 599 arasındaki hesaplar bilançonun pasifinde yer almaktadır. 600 ve sonrası hesaplar kar ve zararı belli edece...